15/05 Eyüp 4-7
[tr] Eyüp 4-7
4:1 Temanlı Elifaz şöyle yanıtladı:
2 ‹‹Biri sana bir şey söylemeye çalışsa gücenir misin?
Kim konuşmadan durabilir?
3 Evet, pek çoklarına sen ders verdin,
Zayıf elleri güçlendirdin,
4 Tökezleyeni senin sözlerin ayakta tuttu,
Titreyen dizleri sen pekiştirdin.
5 Ama şimdi senin başına gelince gücüne gidiyor,
Sana dokununca yılgınlığa düşüyorsun.
6 Senin güvendiğin Tanrıdan korkun değil mi,
Umudun kusursuz yaşamında değil mi?
7 ‹‹Düşün biraz: Hangi suçsuz yok oldu,
Nerede doğrular yıkıma uğradı?
8 Benim gördüğüm kadarıyla, fesat sürenler,
Kötülük tohumu ekenler ektiklerini biçiyor.
9 Tanrının soluğuyla yok oluyor,
Öfkesinin rüzgarıyla tükeniyorlar.
10 Aslanın kükremesi, homurtusu kesildi,
Dişleri kırıldı genç aslanların.
11 Aslan av bulamadığı için yok oluyor,
Dişi aslanın yavruları dağılıyor.
12 ‹‹Bir söz gizlice erişti bana,
Fısıltısı kulağıma ulaştı.
13 Gece rüyaların doğurduğu düşünceler içinde,
İnsanları ağır uyku bastığı zaman,
14 Beni dehşet ve titreme aldı,
Bütün kemiklerimi sarstı.
15 Önümden bir ruh geçti,
Tüylerim ürperdi.
16 Durdu, ama ne olduğunu seçemedim.
Bir suret duruyordu gözümün önünde,
Çıt çıkmazken bir ses duydum:
17 ‹Tanrı karşısında insan doğru olabilir mi?
Kendisini yaratanın karşısında temiz çıkabilir mi?
18 Bakın, Tanrı kullarına güvenmez,
Meleklerinde hata bulur da,
19 Çamur evlerde oturanlara,
Mayası toprak olanlara,
Güveden kolay ezilenlere mi güvenir?
20 Ömürleri sabahtan akşama varmaz,
Kimse farkına varmadan sonsuza dek yok olurlar.
21 İçlerindeki çadır ipleri çekilince,
Bilgelikten yoksun olarak ölüp giderler.›
5:1 ‹‹Haydi çağır, seni yanıtlayan çıkacak mı?
Meleklerin hangisine yöneleceksin?
2 Aptalı üzüntü öldürür,
Budalayı kıskançlık bitirir.
3 Ben aptalın kök saldığını görünce,
Hemen yurduna lanet ettim.
4 Çocukları güvenlikten uzak,
Mahkeme kapısında ezilir,
Savunan çıkmaz.
5 Ürününü açlar yer,
Dikenler arasındakini bile toplarlar;
Mallarını susamışlar yutmak ister. ‹‹Tuzak››.
6 Çünkü dert topraktan çıkmaz,
Sıkıntı yerden bitmez.
7 Havaya uçuşan kıvılcımlar gibi
Sıkıntı çekmek için doğar insan.
8 ‹‹Oysa ben Tanrıya yönelir,
Davamı Ona bırakırdım.
9 Anlayamadığımız büyük işler,
Sayısız şaşılası işler yapan Odur.
10 Yeryüzüne yağmur yağdırır,
Tarlalara sular gönderir.
11 Düşkünleri yükseltir,
Yaslıları esenliğe çıkarır.
12 Kurnazların oyununu bozar,
Düzenlerini gerçekleştiremesinler diye.
13 Bilgeleri kurnazlıklarında yakalar,
Düzenbazların oyunu son bulur.
14 Gündüz karanlığa toslar,
Öğlen, geceymiş gibi el yordamıyla ararlar.
15 Yoksulu onların kılıç gibi ağzından
Ve güçlünün elinden O kurtarır.
16 Yoksul umutlanır,
Haksızlık ağzını kapar.
17 ‹‹İşte, ne mutlu Tanrının eğittiği insana!
Bu yüzden Her Şeye Gücü Yetenin yola getirişini küçümseme.
18 Çünkü O hem yaralar hem sarar,
O incitir, ama elleri sağaltır.
19 Altı kez sıkıntıya düşsen seni kurtarır,
Yedinci kez de sana zarar vermez.
20 Kıtlıkta ölümden,
Savaşta kılıçtan seni O koruyacak.
21 Kamçılayan dillerden uzak kalacak,
Yıkım gelince korkmayacaksın.
22 Yıkıma, açlığa gülüp geçecek,
Yabanıl hayvanlardan ürkmeyeceksin.
23 Çünkü tarladaki taşlarla anlaşacaksın,
Yabanıl hayvanlar seninle barışacak.
24 Çadırının güvenlik içinde olduğunu bilecek,
Yurdunu yoklayınca eksik bulmayacaksın.
25 Çocuklarının çoğalacağını bileceksin,
Soyun ot gibi bitecek.
26 Zamanında toplanan demetler gibi,
Mezara dinç gireceksin.
27 ‹‹İşte araştırdık, doğrudur,
Onun için bunu dinle ve belle.››
6:1 Eyüp şöyle yanıtladı:
2 ‹‹Keşke üzüntüm tartılabilse,
Acım teraziye konabilseydi!
3 Denizlerin kumundan ağır gelirdi,
Bu yüzden abuk sabuk konuştum.
4 Çünkü Her Şeye Gücü Yetenin okları içimde,
Ruhum onların zehirini içiyor,
Tanrının dehşetleri karşıma dizildi.
5 Otu olan yaban eşeği anırır mı,
Yemi olan öküz böğürür mü?
6 Tatsız bir şey tuzsuz yenir mi,
Yumurta akında tat bulunur mu?
7 Böyle yiyeceklere dokunmak istemiyorum,
Beni hasta ediyorlar.
8 ‹‹Keşke dileğim yerine gelse,
Tanrı özlediğimi bana verse!
9 Kerem edip beni ezse,
Elini çabuk tutup yaşam bağımı kesse!
10 Yine avunur,
Amansız derdime karşın sevinirdim,
Çünkü Kutsal Olanın sözlerini yadsımadım.
11 Gücüm nedir ki, bekleyeyim?
Sonum nedir ki, sabredeyim?
12 Taş kadar güçlü müyüm,
Etim tunçtan mı?
13 Çaresiz kalınca
Kendimi kurtaracak gücüm mü olur?
14 ‹‹Kederli insana dost sevgisi gerekir,
Her Şeye Gücü Yetenden korkmaktan vaz geçse bile.
15 Kardeşlerim kuru bir dere gibi beni aldattı;
Hani gürül gürül akan dereler vardır,
16 Eriyen buzlarla taşan,
Kar sularıyla beslenen,
17 Ama kurak mevsimde akmayan,
Sıcakta yataklarında tükenen dereler...
İşte öyle aldattılar beni.
18 O dereler için kervanlar yolundan sapar,
Çöle çıkıp yok olurlar.
Temanın kervanları su arar,
Sabadan gelen yolcular umutla bakar.
20 Ama oraya varınca umut bağladıkları için utanır,
Hayal kırıklığına uğrarlar.
21 Artık siz de bir hiç oldunuz,
Dehşete kapılıp korkuyorsunuz.
22 ‹Benim için bir şey verin›
Ya da, ‹Rüşvet verip
Beni düşmanın elinden kurtarın,
Acımasızların elinden alın› dedim mi?
24 ‹‹Bana öğretin, susayım,
Yanlışımı gösterin.
25 Doğru söz acıdır!
Ama tartışmalarınız neyi kanıtlıyor?
26 Sözlerimi düzeltmek mi istiyorsunuz?
Çaresizin sözlerini boş laf mı sayıyorsunuz?
27 Öksüzün üzerine kura çeker,
Arkadaşınızın üzerine pazarlık ederdiniz.
28 ‹‹Şimdi lütfedip bana bakın,
Yüzünüze karşı yalan söyleyecek değilim ya.
29 Bırakın artık, haksızlık etmeyin,
Bir daha düşünün, davamda haklıyım.
30 Ağzımdan haksız bir söz çıkıyor mu,
Damağım kötü niyeti ayırt edemiyor mu?
7:1 ‹‹Yeryüzünde insan yaşamı savaşı andırmıyor mu,
Günleri gündelikçinin günlerinden farklı mı?
2 Gölgeyi özleyen köle,
Ücretini bekleyen gündelikçi gibi,
3 Miras olarak bana boş aylar verildi,
Payıma sıkıntılı geceler düştü.
4 Yatarken, ‹Ne zaman kalkacağım› diye düşünüyorum,
Ama gece uzadıkça uzuyor,
Gün doğana dek dönüp duruyorum.
5 Bedenimi kurt, kabuk kaplamış,
Çatlayan derimden irin akıyor.
6 ‹‹Günlerim dokumacının mekiğinden hızlı,
Umutsuz tükenmekte.
7 Ey Tanrı, yaşamımın bir soluk olduğunu anımsa,
Gözüm bir daha mutluluk yüzü görmeyecek.
8 Şu anda bana bakan gözler bir daha beni görmeyecek,
Senin gözlerin üzerimde olacak,
Ama ben yok olacağım.
9 Bir bulutun dağılıp gitmesi gibi,
Ölüler diyarına inen bir daha çıkmaz.
10 Bir daha evine dönmez,
Bulunduğu yer artık onu tanımaz.
11 ‹‹Bu yüzden sessiz kalmayacak,
İçimdeki sıkıntıyı dile getireceğim;
Canımın acısıyla yakınacağım.
12 Ben deniz ya da deniz canavarı mıyım ki,
Başıma bekçi koydun?
13 Yatağım beni rahatlatır,
Döşeğim acılarımı dindirir diye düşündüğümde,
14 Beni düşlerle korkutuyor,
Görümlerle yıldırıyorsun.
15 Öyle ki, boğulmayı,
Ölmeyi şu yaşama yeğliyorum.
16 Yaşamımdan tiksiniyor,
Sonsuza dek yaşamak istemiyorum;
Çek elini benden, çünkü günlerimin anlamı kalmadı.
17 ‹‹İnsan ne ki, onu büyütesin,
Üzerinde kafa yorasın,
18 Her sabah onu yoklayasın,
Her an onu sınayasın?
19 Gözünü üzerimden hiç ayırmayacak mısın,
Tükürüğümü yutacak kadar bile beni rahat bırakmayacak mısın?
20 Günah işledimse, ne yaptım sana,
Ey insan gözcüsü?
Niçin beni kendine hedef seçtin?
Sana yük mü oldum?
21 Niçin isyanımı bağışlamaz,
Suçumu affetmezsin?
Çünkü yakında toprağa gireceğim,
Beni çok arayacaksın, ama ben artık olmayacağım.››